Bu yazı, Preethi Kasireddy tarafından yazılan şu makalenin çevirisidir. Sıla Aksu tarafından yazılmıştır.

Birçoğumuz blokzincirleri güven gerektirmeyen sistemler olarak tanımlamaya alıştık ancak güven gerektirmeyen teriminin belirsiz, kafa karıştırıcı ve en önemlisi yanlış olduğunu fark ettim. Blokzincirler aslında güveni ortadan kaldırmaz. Yaptıkları şey sistemdeki tek bir aktörden (kullanıcılar,madenciler vb.) gereken güven miktarını en aza indirmektir. Bunu, protokol tarafından tanımlanan kurallara göre aktörleri teşvik eden ekonomik bir model aracılığıyla güveni sistemdeki farklı aktörler arasında dağıtarak yaparlar. Daha detaylı açıklayayım, gerçekten güvene dayalı olmayan bir işlem sistemi büyük ihtimalle şöyle çalışırdı:

Birbirleriyle işlem yapmak isteyen iki kişi doğrudan para alışverişi yapar. Kullanıcılar fiziksel olarak oradadırlar ve bu nedenle kolayca doğruluyabilirler:

Gerçeklik: Gerçek gönderici parayı teslim ediyor ve

Çift harcama yok: Para sahte değil, gerçek bir 10 dolarlık banknot.

Teorik olarak kusursuz olsa da bu işlem sistemi sınırlıdır. Şunu düşünün: İki kişi yalnızca  fiziksel olarak yakın mesafede olduklarında birbirleriyle ticaret yapabilirler ancak ölçeklenebilir ekonomik sistemlerde bir işlem sistemi mesafeden bağımsız dünyadaki herkesle transfer yapılmasını sağlamalıdır.

Yani aslında istediğimiz şey şudur:

Yukarıdaki diyagramdan da görebileceğiniz gibi bu amaca ulaşmanın yolu, varlığın transferini kolaylaştırabilecek bir aracıya sahip olmaktır. Böylece gerçek gönderenin parayı gönderdiğinden ve paranın gerçek olduğundan emin olabiliriz.

Peki tamamen güvenebileceğimiz aracı kimdir?

Modern işlem sistemlerinde aracı bir banka (örneğin Chase Bank); bir ödeme sağlayıcısı (örneğin Paypal); bir havale şirketi (örneğin Western Union); bir kredi kartı (örneğin Visa) ve benzeri olabilir.

Bu merkezi modelde, banka sizi doğrular ve alıcıya gerçek para aldıklarını garanti eder.

Başka bir deyişle, bir bireyden diğerine doğrudan fiziksel bir değer transferi yapılmadığı sürece "güvendiğimiz" bir aracı olması gerekir.

Blokzincirleri de farksızdır.

Blokzincirler, iki bireyin internet üzerinden "peer-to-peer" (eşler arası) bir şekilde işlem yapmalarına olanak tanıyan bir protokol tanımlar. Blokzincir üzerinde bir hesaptan diğerine dijital olarak değer transferi yaptığınızda, bu transferi mümkün kılmak ve gönderici doğruluğunu ve para biriminin geçerliliğini sağlamak için temel blokzincir sistemine güvenirsiniz.

Merkezi bir sistemde, bu iki özelliği garanti eden aracı olarak tek bir üçüncü tarafa (örneğin, Chase Bank) güveniyoruz; “merkezi olmayan” bir sistemde ise güvenimizi başka bir yere, yani açık anahtar kriptografisine ve gerçeği belirlememizi sağlayan bir "konsensüs mekanizmasına" koyarız.

Açık Anahtar Kriptografisi

Açık anahtar kriptografisi (veya asimetrik kriptografi) şunları kullanır:

• Herkese görünür bir dizi açık anahtar ve

• Sadece sahibine görünür bir dizi özel anahtar.

Özel anahtar, bir kullanıcının gönderdiği her blokzincir işlemi için bir "dijital imza" oluşturur. Bu imza, aşağıdaki şekilde kimlik doğrulamasını sağlar:

• İşlemin kullanıcıdan geldiğini onaylayarak ve

• İşlem yayınlandıktan sonra herhangi biri tarafından değiştirilmesini engellemek

İşlem mesajını herhangi bir şekilde değiştirmek, doğrulamanın başarısız olmasına neden olur.

Buraya kadar açık anahtar kriptografisinin, peer to peer bir sistemde nasıl kimlik doğrulama sağladığını anladık. Ancak çift harcama yapılmadığından emin olmak için kimin neye sahip olduğunu takip etmemiz gerekir, böylece birinin gerçek dijital para mı yoksa sahte dijital para mı gönderdiğini bilebiliriz.

İşte bu noktada, dijital olarak paylaşılan bir gerçeği korumamıza olanak tanıyan "konsensüs sistemi" devreye girmelidir.

Makine Konsensüsü (Kriptoekonomik Protokol)

Blokzincirler, sistemin durumunun mutlak gerçeğini bize veren dağıtık defter yapısına sahiptir. Matematik, ekonomi ve oyun teorisi kullanarak, sistemdeki tüm tarafları bir "konsensusa” ulaşmaya, yani bu defterin tek bir durumu üzerinde uzlaşmaya teşvik eder.

Örneğin Bitcoin'i ele alalım. Bitcoin protokolü, sistemi bir arada tutan "Proof of Work" (İş Kanıtı) adlı bir konsensüs algoritmasına sahiptir. İki tüketici arasında bir işlemin gerçekleşebilmesi için, algoritma bir dizi düğümün (denilen "madenciler") işlemleri doğrulamak için karmaşık bir algoritmik problemi çözmek üzere rekabet etmelerini gerektirir. Diğer bir deyişle, Bitcoin, madencileri karmaşık problemleri çözmek için işlem gücü satın almaya ve kullanmaya "ekonomik olarak teşvik eder". Bu ekonomik teşvikler şunları içerir:

• Madencilerin, bir işlemi gerçekleştirdikleri için kullanıcıların ödediği işlem ücretlerinden kazanmaları ve

• Madencilerin, bulmacayı başarıyla çözdükleri için yeni Bitcoinler kazanmaları.

Bu ekonomik teşvikler sayesinde, madenciler sürekli olarak ağı izlerler, böylece yeni bir "blok" içine yerleştirilebilecek bir dizi yeni işlem toplayabilirler. Ardından, gerçekten çalıştıklarını "kanıtlamak" için karmaşık algoritmayı çözmek amacıyla hesaplama kaynaklarını kullanırlar.

Algoritmayı ilk çözen madenci, kanıtı ve yeni bloğu (içindeki tüm işlemlerle birlikte) blok zincirine ekler ve ağına yayınlar. O noktada ağdaki diğer herkes en son blok zincirini senkronize eder çünkü bu herkesin kabul ettiği bir "gerçek"tir.

Madenciler hesaplama yapmak için rekabet ettiğinden bazen birden fazla blok aynı anda çözülebilir. Bu da birden fazla zincirin "çatallanmasına" yol açar:

Böyle çatallanma durumlarında, ağın "kanonik" zinciri en "uzun" olan zincirdir—yani en fazla madencinin güvenip çalışmaya devam ettiği zincir.

Bu şekilde blok zincirine eklenen her yeni blok, sisteme daha fazla güvenlik sağlar çünkü geçmişin bir kısmını silip yeni bloklar oluşturmak isteyen bir saldırganın ağdaki diğer herkesten daha hızlı bir şekilde sürekli olarak bulmacayı çözmesi gerekir. Bunu yapmak pratikte imkansızdır, bu da bu blokların içindeki verilerin tersine mühendislik ile değiştirilmesini imkansız hale getirir. Bu nedenle kullanıcılar, sisteme güvenmeye devam ederler.

Yani blok zinciri üzerinde birbirimizle işlem yaptığımızda çift harcamayı önlemek için kaynaklarıyla işlemleri doğruluyan madencilere güveniyoruz.

Sosyal Konsensüs (Yönetişim)

Tabii ki makine konsensüsü mükemmel bir şekilde çalışsa bile ağdaki güveni sürdürmek için gereken diğer önemli unsurlar üzerinde konsensüs sağlama konusunda %100 bir olasılık garanti veremiyoruz. Örneğin, alt yapının yükseltilmesi, iyileştirilmesi veya onarılması gerektiğinde, ağın ve tüm bileşenlerinin bu değişiklikleri uygun şekilde yönetebileceğine güvenmemiz gerekir. Böyle durumlarda, bu tamamen bileşenler arasında bir koordinasyon çabasıdır ya da benim adlandırdığım şekilde "sosyal konsensüs" (örneğin, yönetişim).

Mesela, eğer blockchain bir iyileştirme gerektiriyorsa (örneğin, daha iyi bir işlem kayıtları sistemi), tüm ilgili tarafların (kullanıcılar, geliştiriciler, yatırımcılar vb.) çıkarlarını koordine eden bir yönetişim mekanizmasına ihtiyacımız vardır, böylece en iyi çözümü bulabiliriz. Ya da en iyi yolun ne olduğu konusunda bir tartışma varsa (örneğin, tartışmalı bir çatallanma), o zaman bir topluluk bir sonraki adımın ne olacağı konusunda konsensüs oluşturmalıdır. Eğer bir anlaşmaya varılamazsa ağ çatallanır ve insanlar herkesin paylaşılan bir gerçeğe inanması yerine bir tarafı diğerine tercih etmeye zorlanır. Kullanıcılar, hangi zincirin "geçerli" zincir olduğunu makul bir şekilde belirleyemedikleri için sisteme güvenlerini kaybederler.

Sonuç

Blokzincirlerin "trustless" (güvensiz) olduğunu söylediğimizde, sistemdeki tüm tarafların kanonik gerçeğin ne olduğunu belirlemek için bir konsensüse ulaşabileceği mekanizmaların mevcut olduğunu kastediyoruz. Güç ve güven tek bir birey veya kurumda (örneğin bankalar, hükümetler ve finansal kuruluşlar) yoğunlaşmak yerine ağın paydaşları arasında (örneğin geliştiriciler, madenciler ve tüketiciler) dağıtılır (veya paylaşılır).

Belki de blokzincirleri "trustless" (güven gerektirmeyen) olarak tanımlamak yerine "dağıtılmış güven" temeline dayalı olarak tanımlamak daha doğru olacaktır: Aslında hep birlikte, herkese güveniyoruz!

Tabii ki, bu durum sistemdeki gücün çoğunluğunun benzer değerlere sahip paydaşlara ait olduğuna güvendiğimizi varsayar. Ne yazık ki, henüz bu ortak değerlerin tam olarak nelerden oluştuğunu çözdüğümüzü iddia edemeyeceğimizi düşünüyorum. Bu da son yıllarda blokzincirlerin ve tartışmalı çatallanma olaylarının çoğalmasının bir nedeni… ama bu da başka bir yazının konusu! 😊

Mirror文章信息

Mirror原文:查看原文

作者地址:0x2Df5CA588aeD3B945b0B9713e6dF1b7EE16D9Eff

内容类型:application/json

应用名称:MirrorXYZ

内容摘要:lt4z1v-U459V8ZTvl5MEcz8EyV_lJrOcetkLm7dHQCI

原始内容摘要:BVIWbmzWYausChkLKlECMMO0efZtcOBg2yS9IiRisYg

区块高度:1576051

发布时间:2024-12-26 16:25:16